Pek çok yazar ve şairin satırlarını süsleyen, İstanbul’un simgesel yapısı Galata Kulesi, görülecek yerler listesinde şüphesiz en üst sırada yer alıyor. İstanbul’a ilişkin hemen her fotoğraf karesinde karşımıza çıkan bu yalnız kuleyi özel kılan nedir? Tarihi neredeyse 1500 yıl öncesine dayanan kule, Bizans İmparatoru Büyük Justinianus tarafından stratejik bir gözlem kulesi olarak hizmet etmesi amacıyla 6. yüzyılda bir deniz feneri olarak inşa edildi. Ancak sonrasında büyük bir yangına maruz kalan yapının devasa görüntüsünden geriye az şey kalmış. Aynı yerde Cenevizliler, 1348’de “Mesih Kulesi” ismiyle bu kez taştan yeni bir kule yaptı. 29 Mayıs 1453’te İstanbul’un fethedilmesiyle Galata Kulesi, Osmanlı Devleti’nin himayesine geçti. 1509 yılındaki depremde hasar gören yapı, 1510 yılı itibarıyla onarıldı. Arka arkaya pek çok yangın geçiren kule çoğu defa yenilenmiş, her seferinde de kullanım amacı değişmiştir.
Osmanlı mucit Hezârfen Ahmed Çelebi'nin 1632 yılında tahtadan yaptırdığı kartal kanatlarını sırtına takarak Galata Kulesi'nin tepesinden Üsküdar'a süzülmesi, çok sayıda çalışma ve esere ilham verdiği gibi sonraları kulenin ününü de artırdı. 17. yüzyılın önde gelen gezgin ve nesir yazarlarından Evliya Çelebi, Seyahatnâme'sinde kulenin önceleri zindan, o dönemlerde ise tersanenin gemi levazım ambarı olarak kullanıldığını belirtir. 1794’teki yangın sonrasında yürütülen onarım çalışmaları ile kulenin tasarımı değiştirildi, üst kısmı ise kahvehaneye dönüştürüldü. 1965-1967 yılları arasındaki restorasyon çalışmaları ile kulenin katları farklı amaçlara hizmet edecek biçimde turistik bir yapı olarak yeniden düzenlenip çatısı yenilendi. 2013’te UNESCO tarafından Türkiye’deki Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dâhil edilen Galata Kulesi son olarak 2020 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen çalışmalarla müzeye dönüştürüldü ve İstanbul’un kurtuluşunun yıldönümü olan 6 Ekim 2020’de ziyarete açıldı. Müzede tarih öncesi dönemlerden itibaren yerleşime sahne olan ve üç büyük imparatorluğa on altı yüzyıl boyunca başkentlik yapan İstanbul’un tüm dönemlerini yansıtan çeşitli eserler sergileniyor.
Galata Kulesi 20. yüzyılın ortalarına kadar İstanbul’daki en yüksek yapıydı. Kulenin en üst katındaki seyir balkonu, İstanbul'un en güzel panoramik manzaralarından birine sahiptir. Bir tepenin üzerine konumlanması sebebiyle şehrin manzarasına uzaktan hâkimdir. Mimarisiyle, Almanya’nın Niederlehme kasabasındaki yapımı, 1902’de tamamlanan su kulesine model teşkil eden 62 metre yüksekliğindeki Galata Kulesi’nin kalın duvarlı silindirik gövdesi taştan, çatısı ise betonarmedir.
Galeriyi görmek için tıklayın