Bağlama
Mızraplı - Ditmeli Çalgılar
Türk müziğinin kopuz çalgısından bugünlere uzanan Türk halk müziği ile özdeşleşmiş telli mızraplı-ditmeli çalgısı.
Asya'dan Avrupa'ya kullanımı yaygın olan tellerine zahme ile vurularak icra edilen açık telliler sınıfından çalgı. Kökeni Orta Asya coğrafyasında görülen cetigen (yatugan) çalgısına dayanır. En gelişmiş tipleri Macar Çigan müziğinde görülür. Piyanonun da atası olan santur 11. yüzyıldan sonra Ortadoğu'dan Avrupa'ya yayılmıştır. Alafranga santur, türüne göre beşerli dizilmiş 160 tele ve 32 sese sahiptir. Teller sarı madenden yapılmış, birinci ve üçüncü teller eşikler aracılığıyla üçe bölünerek iki ses verir duruma getirilmişlerdir. Ses genliği Do5'den Fa7'ye kadardır. Bu çeşit santuru Muzıka-yı Humayun’dan Hilmi Bey, 1. Abdülmecit zamanında Romen icracılarda görmüş, merak edip öğrenerek üzerinde değişiklikler yapmış, ismine de “alafranga santur” demiştir. Alafranga santur, tamperaman ses aralıklarına göre akortlandığı için Türk müziğinin tüm seslerini verememekte ve klasik Türk müziği topluluklarında kullanılamamaktaydı. Bu sebeple çalgı, Türk müziğine uygun hale getirilmesi amacıyla bazı değişikliklere uğramıştır. Tel sayısı azaltılarak 24 sesin tınladığı beşerli 105 tele indirilmiş, eşikliklerin yerleri değiştirilmiş ve Türk santuru olarak adlandırılmıştır. 20. yüzyıl başlarında, bir takım düzenlemeler yapılarak geleneksel Türk müziğinin komalı seslerini çıkarabilecek duruma getirilen Türk santurunun gelişimine, ilk santur metodu yazarı Santurî Ziya Bey tarafından da katkıda bulunulmuştur. 1990'lı yıllarda santurî Dr. Ümit Mutlu, çalgının ses değiştirgeçlerini ayarlama imkânı veren mandallı santuru geliştirmiştir. Ölçüleri ortalama; alt genişlik 104 cm, üst genişlik 75 cm ve derinlik 6 cm'dir.
An open-stringed instrument popular across Asia and Europe, which is played by beating the strings with zahme. Its origins go back to ‘the çetingen (yatugan)’ instrument, commonly seen in Central Asia. The most advanced types are used in Hungarian or Romanian Gypsy music. Being the ancestor of the piano, it has spread to Europe from the Middle East. The European santur has 160 strings aligned in five rows and 32 tones. Strings are made of yellow brass and the 1st and 3rd string are divided into three by bridges so that they can sound in two different notes. The sound range is between C5 and F7. Hilmi Bey from the Imperial Orchestra during the reign of Abdulmecid I, saw Roman musicians playing this type of the santur, and thanks to his enthusiasm, learned how to play the instrument, on which he also made several modifications and called it the ‘European santur’. As the instrument is tuned to tempered intervals, it could not provide the notes in Turkish music, which prevented it from being used in Turkish music groups. The European santur used by the Turks went under several changes which included the reduction of the number of strings to 105 in groups of five, where 25 notes can be played and the replacement of the bridges, as a result of which it was called the ‘Turkish santur’. Santuri Ziya Bey made important contributions to the improvement of the instrument and authored its first method book. Santuri Dr. Ümit Mutlu, developed the pegged santur, which allowed the adjustment of the pitches during performance. Its dimensions are 104 cm for the lower width, 75 cm for the upper width and 6 cm for the depth.
Mızraplı - Ditmeli Çalgılar
Türk müziğinin kopuz çalgısından bugünlere uzanan Türk halk müziği ile özdeşleşmiş telli mızraplı-ditmeli çalgısı.
Yaylı Çalgılar
Önceleri elips-yumurta biçimli su kabağından, sonraları ise ağaç oyma şeklinde yapılan daha derin ve uzun görünümlü yaylı çalgı. Hegit isminin köküne 16. yüzyıl Macar kaynaklarında rastlıyoruz.
Kahve sektöründe ‘ EN DEĞERLİ TÜRK MARKASI ’ olma hedefinde hızla ilerleyen Arabica Coffee House, etkinlikleri değerlendirmek, günün yorgunluğunu atmak ve buluşmalarınıza ev sahipliği yapmak için; eşsiz kahve çeşitleri, soğuk içecekleri, lezzetli yiyecekleri ve eviniz kadar rahat ortamıyla siz misafirlerini İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde bekliyor.
Türkiye’nin en yenilikçi kahve zinciri olarak; kahve tutkunlarına dünyadaki gurme kahve kültürünün değişik tatlarını sunuyoruz. 2014’te İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde ilk mağazamızla kapılarımızı açtığımız andan itibaren kahve tutkuları arasında önemli bir hayran kitlesine sahip olduk. İyi kahveye olan tutkumuzu her geçen gün daha fazla kahveseverle paylaşmak için çok çalışıyoruz.